Irkçı siyasetçi Rasmus Paludan, İsveç’in ardından Danimarka’nın başkenti Kopenhag’daki Türkiye Büyükelçiliği önünde Kur’an-ı Kerim yakmıştı. Bu yaşanan skandal olaylardan sonra Avrasya Stratejik Araştırmalar Platformu (ASAD) Rasmus Paludan’ın İslama saldırdığını öne sürerek çok sert tepki gösterdi. 5 farklı dile çevrilip onlarca ülkeye gönderilen açıklamada İslam’ın son hak din olduğu ve İslam’ın nurunu hiç kimsenin asla söndüremeyeceği belirtildi.
Aşırı sağcı Danimarka-İsveç vatandaşı politikacı Rasmus Paludan, geçtiğimiz haftalarda Türkiye’nin Stockholm Büyükelçiliği önünde Kur’an-ı Kerim yaktı. Paludan’ın eylemi sırasında İsveç polisinin güvenlik önlemleri aldığı ve müdahale etmediği görüldü. Skandal olayın ardından daha bir kaç gün geçmişken Paludan bu sefer cuma namazı sonrası çirkin eylemlerine kaldığı yerden devam etti. Paludan Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da Kuran’ı Kerim-i tekrar yaktı. Polisin geniş güvenlik önlemi aldığı bölgedeki eylem öncesi Paludan megafon ile konuşma yaptı. Ayrıca skandal bir açıklamaya da imza atan Paludan, Ankara, İsveç’e NATO’ya giriş izni verene kadar her Cuma Türk büyükelçiliği önünde Kuran yakacağını açıkladı.
‘PİŞMAN MISIN?’ SORUSUNA SKANDAL YANIT
Geçtiğimiz günlerde ülke basınına konuşan Paludan, Türkiye’ye gol attığımda işte bu diye düşündüm’ dedi ve ekledi; ‘İşler hayal ettiğim gibi olmadı
‘Expressen’ gazetesinin ‘pişman mısın?’ sorusunu yönelttiği ırkçı siyasetçi şu cevabı verdi;
‘Oh hayır. Bunu yaptım çünkü önemli siyasi sebepler olduğunu düşünüyorum. Bu kadar çok insanın beni ölümle tehdit etmesine üzülüyorum.’
ASAD ise yaşanan bu skandallarla ilgili çok sert tepki gösterdi. 5 farklı dile çevrilip onlarca ülkeye gönderilen açıklamada İslam’ın son hak din olduğu ve İslamın nurunu hiç kimsenin söndüremeyeceğini vurgulandı.
ASAD’ın açıklaması şu şekilde;
Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’e karşı yapılan aşağılık saldırıları nefretle lanetliyoruz !!!
Avrupa’da uzun yıllardır ifade özgürlüğü adı altında İslam Dinine ve Müslümanlara karşı aşağılık faşist saldırılar yapılmaktadır. Kendilerini demokrasi ve insan hakları beşiği olarak nitelendiren Batı ve Avrupa Ülkeleri, demokrasi ve özgürlük kılıfı üzerinden, sahibi oldukları medya organları vasıtasıyla yalan ve iftira dolu algı operasyonları ile Büyük Türkiye Devletimiz başta olmak üzere İslam ülkelerini ve İslam ümmetini şeytanca suçlamaktadırlar.
İslam son hak dindir ve İslam’ın Nurunu hiçkimse söndüremeyecektir!
İsveç’te, Hollanda’da ve son olarak Danimarka’da Kur’an-ı Kerim’i yaktığını sanan aşağılık yaratık ve bu zavallı eyleme düşünce özgürlüğü diyerek göz yuman, engel olmayan ve hatta güvenlik görevlileri ile destek olan tüm devlet yetkilileri de bilsinler ki; İslam son hak dindir ve İslamın nurunu hiçkimse asla söndüremeyecektir.
Kuranı Kerime yapılan aşağılık eylemler asla Düşünce Özgürlüğü olarak değerlendirilemez!
Toplumsal yaşamın temeli “öteki”nin varlığına saygı duymaktan geçmektedir. Bireyin hak ve özgürlükleri demokrasinin temelidir Kutsal dinlere ve Kutsal kitaplara saldırmak asla düşünce özgürlüğü olarak değerlendirilemez. Türkiye Büyükelçiliği önünde Kuranı Kerim’in yakılmasına düşünce özgürlüğü diyen ve engel olmayan İsveç Devletinin, İsrail Büyükelçiliği önünde Tevrat yakmayı planlayan eylemciye izin vermemiş olması, başta İsveç Devleti başta olmak üzere bu aşağılık eylemlere sessiz kalarak destek veren Batı ve Avrupa Devletlerinin ne kadar demokrat olduklarını ve ikiyüzlülüklerini açıkça ortaya koymuştur.
Aziz milletimiz Yüce Dinimiz İslam’ın bayraktarı olmaya devam edecektir
Kuranı Kerim’e karşı yapılan aşağılık eylemlerin Türkiye Büyükelçilikleri önünde yapılması asla tesadüf değildir. Büyük Türkiye Devleti ve Milletimiz tarihin her döneminde Yüce Dinimiz İslam’ın bayraktarı olmuştur. Haçlı Seferleri’nden beri Avrupa’da İslam ile Türk kavramı eş tutulmaktadır ki bu aziz milletimizin iftihar vesilesidir ve Milletimiz kıyamete kadar İslam’ın bayraktarı ve gür sesi olmaya ve İslam düşmanı zavallılara karşı dimdik durmaya devam edecektir.
Büyük Türkiye Devleti ve Aziz Milletimiz tüm dinlere ve inançlara saygılı olmaya devam edecektir
Yüce Dinimiz İslam’a ve Kuran-ı Kerime karşı yapılan eylemleri ve bu eylemlere sessiz kalan ve hatta düşünce özgürlüğü kisvesi altında destek verenleri nefretle kınıyoruz. Ancak biz Dinimizin ve Aziz Milletimizin şanlı geçmişinden gelen töresiyle bütün dinlere ve inançlara saygı duymaya devam edeceğiz.
Bizim ecdadımız Osmanlı İmparatorluğu, fethettiği hiçbir devletteki halkların inançlarına ve kutsallarına asla müdahale etmemiştir. Osmanlı İmparatorluğunda tüm halklar dinlerini ve inançlarını özgürce yaşamışlardır. Ancak Atalarımız Yüce Dinimiz İslamın zavallı düşmanlarına da tarihin her döneminde İslamın bayraktarı olarak hadlerini anladıkları dilden bildirmeyi bildirmişlerdir. Bugün bize düşünce özgürlüğü, demokrasi dersi vermeye kalkan ikiyüzlü batı ve Avrupalı yetkililerine; dünün tarihini iyi okumalarını, anlamalarını ve unutmamalarını tavsiye ediyoruz.
Tüm Devletleri ve Milletleri gerçek demokrasiye ve inanç özgürlüğüne davet ediyoruz
Demokrasi ve inanç özgürlüğü İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin temelidir. İsveç’te, Hollanda’da ve Hollanda da yapılan aşağılık ve zavallı eylemler sadece İslama yapılmış faşist bir saldırı değildir. Bu saldırılar Bütün insanlığa, bütün inançlara ve bütün kutsal değerlere yapılmış zavallı bir saldırıdır. Bu bilinçle tüm insanlığı, tüm devletleri ve Tüm Din adamlarını gerçek demokrasiye ve inanç özgürlüğüne ve bu saldırılara karşı hep birlikte en sert şekilde tepki vermeye davet ediyoruz.
İsveç, Hollanda ve Danimarka makamlarını bu nefret suçunun failleri hakkında gerekli işlemleri yapmaya ve tüm ülkeleri ve uluslararası kuruluşları İslam düşmanlığına karşı, demokrasi ve inanç özgürlüğü temelinde dayanışma halinde somut tedbirler almaya ve yapılan saldırıları açık ve net şekilde kınamaya çağırıyoruz.
ASAD GENEL BAŞKANI MURAT DOĞANAY